Apocalypto


Yönetmen: Mel Gibson
Senarist: Mel Gibson & Farhad Safinia
Oyuncular: Rudy Youngblood, Dalia Hernandez, Jonathan Brewer
Yıl: 2006
Tür: Macera/Epik

Ezelden beri nefret ettiğim yönetmen/oyuncu/senarist Mel Gibson'ın filmi Apocaypto'yu önyargısız izlemem çok zordu. Fakat tüm önyargılarımı bir kenara koyup bu epik filmi izlemeye karar verdim. Filmin sonuna geldiğimde resmen bir daha Mel Gibson filmi izlemeyeceğime yemin ettim.

Vizyona girmeden önce Mayaların yaşamına eğileceğini belirten filmde Mayaların yaşamına dair pek bir şey bulamadım. Tabi ki hepimizin bildiği maya tapınakları dışında. Zira toplum yapısı hakkında da birçok eleştirilere sebebiyet veren yanlış bilgiler verilmiş. Hepimizin bildiği gibi aslında gelişmiş bir medeniyet olan ve astonomiden matematiğe birçok alanda gelişmiş olan mayalılar resmen yamyam kabileler gibi gösterilmiş. Filmin ana teması da zaten ilk cümlede belirtildiği gibi: "Gelişmiş bir toplum kendi içinden parçalanmadığı sürece yok edilemez". Yani son sahnede kıyıya varan İspanyolları gören "Jaguar pençesi'nin yeni bir başlangıç demesinden de anlayabiliyoruz ki Mel Gibson'a göre Mayaları beyaz adam katletmedi kendi kendilerini yokettiler. Aslında İspanyollar oralara medeniyeti getirdi. Bir kere bu başlı başına rahatsız edici bir yaklaşım. Ama birçok sefer olduğu gibi bu konuda da Mel Gibson'a katlanmamız lazım. Zira herkesin düşünce yapısı farklı tabi.

Filmin artı puan aldığı noktalar sadece hikayenin sürükleyici anlatılmış olması ve görsellik. Onun dışında hikayenin kendisi de Mel Gibson'ın çok sevdiği çekirdek aile teması hakkında. Mayalarda çekirdek aile kavramı var mıydı yok muydu bu pek araştırılmadan çok sevdiği konuyu sadece tarihi film görselliği altına usulca yerleştirmiş. Yine aynı kamera oyunları vs..Bunca yılda Mel Gibson'ın hiçbir şey ilerletmediğinin göstergesidir. Slow motion sahnelerin süper etkieyici olduğunu yıllardır düşünen yönetmenimiz sürekli her filmde kullandığı kamera kaydırma hareketlerine bu filmde de başvurmuş. Elinde arı kovanı tutan mayalı ve jaguardan hızlı koşan adamımız da filmin başlıca gerçekçi sahnelerindendi(Jaguar'ın ağaç tepesindeyken peluş oyuncak tadında olması da ayrı bir güzellikti).

Kısacası boşa geçen (bu kadar eksiden sonra görsellik bile filmi kurtarmaya yetmiyor -ki Blue-Ray Rip'inden izledim filmi) 139 dakikadan sonra dediğim gibi bir daha Mel Gibson filmi izlememeye karar verdim.

Film Notu: 4/10


blog comments powered by Disqus